DOĞAN,''ET İTHALATINA KARŞIYIZ''

Samsun ve İlçeleri Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Erdal Doğan Bafra Belediyesi Hayvan Pazarında üreticilerle birlikte toplanarak ''Et İthalatına Karşı'' oldukları ile ilgili basın açıklamasında bulundu.

DOĞAN,''ET İTHALATINA KARŞIYIZ''
DOĞAN,''ET İTHALATINA KARŞIYIZ'' Admin

Doğan açıklamasında,'' 14 milyon 816 bin adet Büyükbaş hayvan varlığı,44 milyon 572 bin 635 adet Küçükbaş hayvan varlığı,1 milyon 173 bin kg et üretimi ile şuanda 650 bine yaklaşan ithal besilik talebi ile Kasaplık, karkas et ve kemiksiz et ithalatı projesi yanlış bir projedir.

Biz üreticiler yem girdileri ve maliyetlerin çok yüksek olmasına rağmen bizim işimiz diyerek. Biz inadına üretmeye bu işin sıkıntısını omuzlamayı görev edinmişiz.


Can Allah’ın, mal devletin şuuruyla hareket eden Karadeniz insanı gerektiğinde her şeyini bu Devlete feda eder ama Alın terinin karşılığını da almak ister. Devletimizin şuanda yaptığı et ithalatı ile kafamız karışık. Devlet, üreticisi ile rekabet etmemeli Devlet babamız, biz evlatlarıyız net bir şekilde emretsin üretimden çekilelim. Mazot, yem, ot, saman hammaddelerimiz pahalı, Bakanlık ve Yetkililer dışarıdan et getirip marketlerde satacağına benzin istasyonu açıp ucuz mazot versinler, yem fabrikaları kurup yem bayileri açarak ucuz yem satsınlar.

 Devlet ticaret yapacaksa eti getirenler samanı, yemi, mazotu da getirsin herkes rahatlasın. Tarım Bakanlığının Avrupa’nın muhtelif ülkelerinden ne olduğu, hangi hayvana ait olduğu belli olmayan etlerin Türkiye’deki büyük marketler zincirine vermesi aynı zamanda kasap esnafını ve yerli marketleri de zarara uğratacağı göz önüne alınmalıdır. ''dedi.

Doğan açıklamasına, ''Bu alınan kararla üretici yok edilmek isteniyor. Türkiye’nin üreticisi yok olduktan sonra tamamen dışarıya bağımlı dışardan et ithal eden konuma gelir. Türkiye’de üreticinin %95i küçük ölçekli üreticidir ve zarar etsede bu işin sıkıntısını omuzlar. Bu insanlar üretimden çekilirse Tarım ve Hayvancılığın intiharı demektir. Sayın Bakanım Değerli yetkililer; Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın Tarım ve hayvancılıkta gelişmemiş bir ülke, gelişmiş sayılamaz. Gelişmiş ülkelerde tarım ve hayvancılığında üst düzeyde olduğu açıklamalarını size hatırlatmak isterim. Biz üreticiler diyoruz ki Tarım ve Hayvancılığın üzerinde büyük bir operasyon var.15 Temmuzda Cumhurbaşkanımızın yanında dimdik duran üreticilerimiz, çiftçilerimiz, köylülerimiz yıpratılmak, muhtaç hale getirilmek ve sindirilmek isteniliyor.

Biran önce sektördeki temsilcilerle bir araya gelinerek neler yapılması gerektiği görüşülmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır. Tarım ve Hayvancılıktaki üretime üreticinin kendisi ile yön verilmeli, bir kısım rantçı, sanayici ve ithalat lobisiyle yön verilmemelidir.

Biz sivil toplum örgütleri olarak et ithalatına karşıyız. Biz bir tarım ülkesiyiz. Kendi üreticimizi, kendi yetiştiricimizi destekleyerek, daha fazla üretmesine katkı sağlayarak bu işi çözeceğimize inanıyoruz. Bu gün alınan ithalat kararı özellikle karkas et ithalat kararı Türkiye’de hayvan yetiştiricisini, üreticisini çok zor durumda bırakmıştır. Üretimdeki pahalılığının farkına varmak gerekir. Girdi fiyatlarının düşürülmesi bu işin tek çaresidir. Aracıların dünyada en çok kazandığı ülkede yaşadığımızı ifade etmek istiyorum. Aracıların kar payını azaltarak yapılması gerektiğini düşünüyoruz. ''diyerek devam etti.

Doğan,''Eğer Et ve Süt Kurumu büyük marketlerde reyon kiralayarak et satacaksa bunu iç piyasadan sağlamalıdır. Bizlerden almalıdır. Fiyat dengesini ancak o şekilde sağlar. Fakat et ve süt kurumu devletin gücünü kullanarak ticaret yapıyor. Üreticinin yanında olmayı bırakıp üretici ve esnafı zafiyete uğratarak rekabet ediyor.

Biz Cumhurbaşkanımızın adil bir toplum kurulması için ve Adaletin tümüyle tecelli etmesi için uğraştığını, hangi noktada, pozisyonda olunursa olunsun kimseye herhangi bir haksızlık yapılmaması için gece gündüz uğraştığını biliyoruz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmemek için veya Fırat kenarında kaybolan kuzuyu düşünen, toplumun her kesimiyle empati kuran adaletli biri olduğunu biliyoruz. Toplumda yaşayan ve haksızlığa uğramış her bireyi kendi canının bir parçası gördüğünü biliyoruz ve bunun için mücadele ettiğini herkese en iyi imkânı sunmaya çalıştığını görüyoruz. Haksızlığa uğrayan kişiyi kendisi gibi gördüğünü biliyoruz. Adalet hissi hakka ve hakikate duyduğu inanç sorumluluk duygusu yanında şefkat ve merhamet hisleriyle beraber hareket ettiğini biliyoruz ve onun toplumdaki her davada kendini o davadaki halkın yerine koyduğunu, kendisinin razı olmadığı hiçbir şeye halkı içinde razı olmayacağını biliyoruz.

Bu tespitlerden ve samimi duygulardan hareketle Biz orta ve küçük ölçekli hayvan besicilerinin çektiği çileyi, uğradığı haksızlıklara da sayın liderimizin kayıtsız kalmayacağını bütün benliğimizle ümit ediyoruz ve etmeye devam ediyoruz. Zira herkesin malumu sektöre 8-10 sene önce giren büyük tekelcilerin yaptığı türlü manipülasyon ve karıştırmalarına, biz %95 kitle olarak büyük haksızlığa uğruyoruz bu ülkenin %95’i küçük üretici, bu işi dededen babadan devam ettiren ve çocuğunu bu işten okutan, geçimini bu işten sağlayan başka holdingi, şirketi, inşaat plazaları olmayan hakiki ve samimi üreticilerdir. Liderini samimane yürekten seven bir kitle ve dört bir yanımızın ateş çemberi olduğunu bir zamanda, kendi topumuzu tankımızı yapmamız ne kadar önemli ise kendi tarımımızı ve hayvancılığımızı da bağımlı olmaktan kurtarmak o denli önemlidir.

Bu duygu ve düşüncelerle başta Cumhurbaşkanımızın bu konuya bizzat el atıp bizleri dinlemesini ve yardım etmesini, Ayrıca Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımızın da bir defa daha düşünmesi gerektiğini bu üreticiyi mağdur etmemesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. Teşekkür eder saygılarımı sunarım.''diyerek sözlerini tamamladı.