YÖNLENDİRME
Metin Bostancıoğlu

YÖNLENDİRME

Eğitim ve öğretimde, bir türlü başarılı olamadığımız, önemli sorunlarımızdan biri YÖNLENDİRME’ dir.

Eğitim ve öğretimde, bir türlü başarılı olamadığımız, önemli sorunlarımızdan biri YÖNLENDİRME’ dir.

Anne ve babalar çocuklarını çoğunlukla, kendi arzuladıkları alana yönlendirmeye çalışırlar. Benim oğlum mühendis olsun, benim kızım doktor olsun, şu olsun, bu olsun der dururlar. Böyle konuşanların hiçbiri çocuğun istek ve yeteneğini düşünmez. Çocuğun istem ve yeteneği dışında, bu şekilde eğitim alanına yönlendirilmesi çoğunlukla, hem çocuk hem de ailesi için telafisi olmayan sonuçlar doğurur.

Elindeki sermayeye güvenip, çocuklarını okutmayan, kendi işinde, kendisinden sonra aynı işe devam etmesini isteyen babalar çok şükür, pek yok artık. Onlarınki de bir başka yanlış yönlendirme isteği idi. Çocuğunun istek ve yeteneğini hiç düşünmüyorlardı. Çoğunlukla da kendilerinden sonra ne iş yerleri devam etti, ne de çocukları o işlerde başarılı olabildiler.

Cumhuriyetin ilk yıllarında öğretmenlerin çok önemli rolü olmuş, yönlendirmelerde. “Bu çocukta iş var, okutun bunu” diye yönlendirmişler önce anne babaları sonra çocukları. “Bu çocuk çok iyi bir öğretmen olur” diyerek, Köy Enstitülerine, Öğretmen Okullarına yönlendirmişler çocukları. Bunun için Cumhuriyetimizin aydınlığa açılan birer penceresi olmuş Köy Enstitülerimiz, Öğretmen Okullarımız.

Bu gün ise, uygulanan sınav sisteminin her öğrenciyi istek ve yeteneği doğrultusunda bir Yüksek Öğrenime doğru yönlendirdiğini söylemek çok zor.

Köşe dönmeci anlayışındaki siyasetçilerimiz de bir nesli ‘köşe dönmeci’ yetiştirmek için önderlik yaptılar. Hala da siyasette köşe dönmeciler kötü birer örnek olarak, iş başındalar, yaşamlarını sürdürüyorlar. Hem kendileri, çocukları, damatları, hem de yandaşları köşe dönüyorlar.

Ben ve çevremdeki arkadaşlarımız kötü yönlendirilmeyen şanslı kişilerdeniz.

YÖNLENDİRME konusunda size, tanıdığınız kişilerden iki örnek vereyim,

Bunlardan biri, her birimiz bir başka ilde, lisede okumak için giderken, “bu dükkan kime kalacak” diyerek arkadaşımızı okutmayan (Orta okuldan sonraya Liseye göndermeyen), buna karşılık bana “Senin böyle bir imkanın yok. Sen okumaya mecbursun yeğenim” diyen komşumuzdur.

Bu konuşma oğlunu yanlış, beni ise doğru yönlendiriyordu.

Sonuçta; sözünü ettiği, ne “bu dükkan”  var şimdi, ne de Samsun’da alınan dükkan var ortada.

Beni doğru yönlendiren bu baba, oğluna ne kötülük ettiğini bilmiyordu.

İkinci örnek beş yıl önce kayıp etiğimiz, 28 Ekim 2011 tarihinde Bafra’da bir anma toplantısı düzenlenen, bu toplantıda  benim de bir konuşma yaptığım, Süleyman Türk’tür.

Ankara Hukuk Fakültesinden mezuniyet sonrası  Avukatlık  Stajına başlayacağım. Yaz tatilinde ikinci memleketim olan Sinop’da Orman Plajı’ndayım. Orada Süleyman Amcayı gördüm. (Sonradan öğrendim ki, her yıl Temmuz ve Ağustos aylarını Sinop’ta geçirirmiş.) Bafra’dan da tanıdığım için yanına gittim. Biraz sohbetten sonra söz benim staj ve avukatlık yapacağım yere geldi. Stajımdan sonra Bafra’ya geleceğimi, yazıhane kiralarının çok ucuz olduğunu, ev kirası vermeyeceğimi söyledim.

Bir süre düşündükten sonra bana şunları söyledi :

“Sen stajını Ankara’da Şevket Beyin yanında yap. Tanıyorsun değil mi ?  Ben Şevket Beye söylerim. Sen O’nun yanında yetiş. Sonra da Bafra’ya gelme, Ankara’da kal.”

Staj kısmı tamam da neden Bafra’ya gelmeyeyim. Bafra’da başaramaz mıyım. Kazanamaz mıyım dedim.

“Hayır, yanlış değerlendirme. Başarırsın, iyi de para kazanırsın. Ama ne kadar ? Evinizin üstüne bir kat daha çıkarsınız, ya da yıkar yenisini yaptırırsın. Gecelerin Şehir Kulübünde geçer. O da dar gelir, Samsun’a gidersin.

Bafra’da çok kısa zamanda iyi para kazanırsın. Fakat bu kazanç Bafra’da sınırlıdır. Önce hızla yükselir, sonra yatay gider ve bir süre sonra inişe geçersin. Oysa ki, Ankara’da senin için kazanmanın ve yükselmenin sınırı yok.”

Bu konuşma benim yaşamımda çok önemli bir yönlendirme oldu.

Ankara’da kaldım . 

“Muhannete muhtaç olmayacak” kadar kazandım. En büyük kazancım sosyal çevrem ve statüm oldu. Bunlar da az şeyler değil.

İyi yönlendirmede iyi örnek Süleyman Türk’ü rahmet, sevgi ve saygı ile anıyorum.

Milletimize, bilim ve aklın aydınlığında, 

Atatürk ilkelerine bağlı ,

Cumhuriyet ışığına yönlendirilmiş nesillerle,

nice Bayramlar diliyorum.

DİĞER YAZILAR