Ülkenin idaresini ele alan her hükümet bir daha iktidarı hiç kaybetmeyecekmiş, bir ömür boyu iktidarda kalacaklarmış gibi kendi kafalarına göre kanunlar çıkarmakta, kararnameler hazırlamakta, kendilerince eksik olan işleri tamamlamaya çalıştıklarını söylemektedirler.

         Altmış yıl öncesinden başlayarak günümüze kadar gelirsek hep aynı senaryoların yazıldığını, değişik aktörlerin bu senaryoları sahneye koyduklarını görüyoruz. Kendi icraatlarının çok doğru olduğuna inanan hükümetler iktidardan düştükten sonra yeni gelenler bir önceki hükümetin yaptıkları işlerin çoğunun ülke zararına olduğunu söyleyerek yine kendi kafalarına göre sözüm ona daha iyilerini yaptıklarını halkımıza ballandıra ballandıra anlatıp inandırmaya çalışırlar. Birkaç sene sonra iktidara gelen yeni hükümetler saydığımız bu örnekleri tekrarlayarak yapılan icraatları yaz-boz tahtasına çevirirler, altmış yıllık yönetimlerde hep böyle olmuştur, bugün de aynı şeyler olmaktadır.

         Hükümetler televizyonlarda beyanatlarından yaptıkları yatırımlardan, memura işçiye verdikleri zamlardan sağlık reformu dolayısıyla ücretsiz ilaç dağıtımından gururla, sitayişle bahsederler.         Harcanan milyarlardan ülkenin neler kazanacağını söylerler. Bilmeyenler de, hükümetin bu milyarları başka yerlerden bir şekilde temin ettiği zannederler. Oysa ki odacısından cumhurbaşkanına kadar, askerinden polisine kadar, işçisinden emeklisine kadar o milyarları maliyenin kasasına yığan halktır. Gerek dolaylı gerekse dolaysız vergilerle devlet giderlerini karşılamaya çalışır. İhracatta patlamayı yapan Anadolu aslanları dünyanın 160 ülkesine mal gönderip döviz getirmeye çalışırlar. Halkın elbirliği, hükümetin de desteğiyle ülkemiz ayakta durmaya çalışıyor.

         Bazen oy kaygısıyla çöpe atılan milyarlar halkımızı yönetimlerden soğutmaya yetiyor. Kurumuş gölün içine havaalanı yapmak, dağın tepesine uçak alanı inşa etmek, üretimimiz az olan yerlere fabrika kurmak gibi lüzumsuz yatırımlar moralleri bozmaya da yetiyor.

Önümüzde yerel seçimler var, bakın göreceksiniz partiler aslı astarı olmayacak şeylerle halkın karşısına çıkıp beyinleri yıkamaya çalışacaklardır. İkinci ve üçüncü dünya ülkelerinde senaryolar hep aynıdır.