Damla Damla
Vural DİLMAÇ
Sınırlarımızın ötesinde bombalar dolu gibi yağarken, top sesleri kulakları çınlatırken, otomatik tüfeklerden çıkan mermiler insanlara saplanıp ölüm kusarken, sınırlarımızın içinde her gün verilen şehitler, halkımızın moralini bozmakta ve PKK’ya karşı büyük bir nefret uyandırmaktadır.
Günlük olayları bırakıp biraz da kendimizden bahsetmeyi uygun gördüm. Sizleri yetmiş yıl öncesine götürmek istiyorum. Yol yok, iz yok, doğru dürüst vasıta yok, Bafra-Samsun arası ortalama 4 saat. Samsun’a giderken en az iki defa lastik patlar, yolcular arabadan iner, lastik sökülür, yama üzerine bir yama daha yapılır ve hava kaçırıp kaçırmadığı kontrol edilir. En az 40-50 kaynağın bulunduğu lastik tekrar dış lastiğe takıldıktan sonra pompa ile şişirilerek eski haline getirilip arabaya takılır ve hareket edilir. Engiz’e gelindiğinde mola verilir ve yolcular tekrar inerler. Meşhur Engiz ketesi yenir ve üzerine çaylar içilir. Engiz, Bafra’nın köyü idi. Bugün 19 Mayıs ilçesi oldu, hatta bakanı bile var. O yıllarda Samsun’a gidip akşam dönmek çok zor bir olaydı. Samsun’da gece kalacak olanlar “Zaman” otelinde yer ayırtır, ertesi günü işlerine dönebilmek için koşuşturmaya başlarlardı. O yıllarda Samsun’a gidip dönüş çok zor bir olaydı. Samsun’dan ertesi günü dönenlere de mahalle komşuları hoş geldine gider, Engiz’den getirilen keteleri afiyetle yerlerdi.
Okumaya hevesli çocukların gidebileceği okul sayısı çok azdı. O zamanki ölçülere göre büyük paralara bağlıydı. Bafralı çocuklar üç gün üç gece yolculuktan sonra İstanbul’a gelip okuyacağı okullara yerleştiler, tahsillerini tamamladılar ve halkına, ülkesine çok yararlı birer fert oldular.
Çocuklarının okuyup adam olması için saçlarını süpürge eden analar, gece-gündüz her türlü şartlar altında mücadele eden babalar kıt kanaat geçinerek çocuklarına yüksek tahsil yaptırdılar. O zamanlar yurtlar, kurumlar ve burslar yoktu. Üç beş öğrenci birleşip bir oda tutar ve balık istifi gibi orada yatarlardı. Yıllar geçti öğrenci okula değil de okul öğrencinin ayağına geldi. Bafra’da yüksek tahsil yapan çocuklarımızın sayısı hızla arttı. Eskiye nazaran şartlar daha olumlu hale geldi.
Bafra’mız çocuklarını okutmak ve faydalı bir insan olarak yetiştirmek için çok köklü temeli olan bir ilçedir. Yurdumuzda Bafra’ya benzer kaç ilçe vardır bilemiyorum. Geçen ay İstanbul Kadıköy Bafralılar Derneğinin aylık gecesinde üniversiteyi bitirmiş ve iyi mevkilere gelmiş on beşten fazla Bafralı çocuğumuzu yan yana otururken görmek beni çok heyecanlandırdı ve kendi kendime “İşte Bafra’nın gurur tablosu” dedim ve iftihar ettim. Elleri öpülesi analara, saygıdeğer babalara ve pırıl pırıl gençlerimize buradan sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyor, nice yıllar diliyorum.