7 Haziran 2015 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinin sandıkları açılıp sonuçlar kesin olarak belli olmadan, daha o akşam, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kendisinden beklenmeyen bir davranış içine girdi : Konuşmaya başladı !
MHP’ye üye olmadan önce üniversitede öğretim üyesi iken pek sesi çıkmaz, partili gençlerin vurdulu kırdılı ülkücü hareketinin akademisyenlerinden biri hatta lideri , hamisi olarak tanınırdı.
Kendisini partiye davet eden Alpaslan Türkeş döneminde çeşitli görevlerde bulundu. 1987 yılında Türkeş’in ani ölümünden sonra yapılan ilk genel kurulda MHP Genel Başkanı seçildi.
DSP’nin seçimlerden birinci parti olarak çıktığı 18 Nisan 1999’ da yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde partisinin DSP’ den sonra ikinci büyük olması zaferiyle birlikte milletvekili olan Devlet Bahçeli’yi Milletvekili Yemin Töreninden sonra daha yakın tanımaya başladık.
Koalisyon kültürü ve uyumu ile etrafına ışık saçan Ecevit’in Başbakanlığında başbakan yardımcısı olarak koalisyonda yer alan Bahçeli bu dönemde önemli derecede deneyim kazandı.
Bakanlar kurulu toplantılarında Ecevit’in sağında oturan (solunda Mesut Yılmaz vardı) Bahçeli’de gördüğüm uyum ve Ecevit’e olan saygısı bende Bahçeli için çok olumlu ve devlet adamlığı örneği olarak kanaat oluşturdu. Ecevit söz vermeden konuşmaz, Ecevit ayağa kalkınca ayağa kalkar, Ecevit oturmadan oturmazdı. Bir konuşmasında bu davranışlarını aldığı terbiye gereği olduğunu da bize söylediğini hatırlıyorum.
MHP’li Bakanlar arasındaki, kendi alanları ile ilgili görüş ayrılılarını da çok kısa bir konuşma ile “Bu konu kapanmıştır.” diyerek sonuçlandırırdı.
Türkî devletlerden alınan Tıp Fakülteleri diplomalarına denklik tanınması ayrıcalığı isteyen bir MHP’li Bakana, benim sesimin yükseldiğini de görünce, araya girip “Milli Eğitim Bakan’ımızın değerlendirmesi bütün yabancı üniversiteler için geçerli genel bir düzenlemedir. Yapılacak başka bir şey yoktur.” diyerek konuyu kapatmış idi. (Bu sırada Başbakan Ecevit toplantı salonunda yoktu. Toplantıya Başbakan Yardımcısı Bahçeli Başkanlık ediyordu)
2002’ de partisi barajın altında kalınca sesi hiç çıkmaz oldu.
2007’ de ve devamındaki 2011, 2015 seçimlerinde TBMM’ye yeniden girdi. Partisi bu dönemlerde bizim siyasi hayatımızın “iki buçukuncu “ partisi oldu.
2015 seçimleri ile AKP’nin tek başına iktidar olma şansını kaybetmesi üzerine “anahtar parti” olarak yüksek sesle konuşmaya başladı.
CHP, MHP ve HDP ’ye birlikte iktidar olma yolu açılmıştı.
AKP’ye karşı bu üç parti, seçim çalışmalarında şu konularda aynı düşünüyorlardı:
1) AKP iktidarı sona ersin.
2) Başkanlık sistemine hayır, Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilsin.
3) Yolsuzlukların üzerine gidilsin, hesap sorulsun.
Şimdi, bu imkân varken üç partinin koalisyon ihtimalini Bahçeli ilk gece konuşması ile ortadan kaldırdı.
MHP – HDP‘nin içinde veya desteğinde bir koalisyonda olamaz.
AKP – MHP koalisyonu olamaz.
AKP –CHP veya AKP- HDP birlikte hükümet olsunlar diyerek bütün seçim çalışmalarında söylenen sözleri bir kenara atarak, iktidardan kaçtı, AKP’nin başında olduğu bir iktidarın devamını istedi Bahçeli.
İşte bu noktada bende uyandırdığı iyi intibaları sıfırladı.
Daha önce AKP’nin yapmak istedikleri birçok konuda koltuk değneği olan Bahçeli ve partisi bu defa koltuk değneği olmayı reddediyor diye düşünmeye başlarken, bu defa da yeni şartlarla hükümet olabileceğini söylemeye başladı.
Kısacası bu yazı yazılırken erken seçim dahil her şeye açık olan Bahçeli acaba AKP iktidarına karşı imiş gibi görünüp gizliden destek mi veriyor? diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Görünen o ki, Bahçeli susarken, bir şey biliyormuş gibi görünürken daha başarılı idi. Devlet adamı ağırlığında görünmek ona daha çok yakışıyor.
Susarak beni bile inandırmış idi geçmişte…
Bayramınız kutlu olsun, sevdikleriniz ve sevenlerinizle nice bayramlar.