Anneler günü, Babalar günü, Sevgililer günü gibi.

         Geçenlerde de Kadınlar Günü kutlandı. Konuşmacılar kadınlar için öyle güzel sözler söylediler ki, iltifatlar kullandılar ki, kulaklarımıza inanamadık! Dışarıdan bir yabancı gelse, o konuşmaları tercüme etseler adam ülkesine gittiğinde Türkiye için eşi olmayan, kadın haklarını en üst düzeyde tutan bir ülke olarak reklamımızı yapardı.

         Genç yaşımdan bu yana hep kadın-erkek eşitliği sözlerini duymuş, kendi kendime de “Bu nasıl eşitlik?” diye sormuşumdur. Evin her türlü işini halleden kadındır. Çamaşırı, temizliği, bulaşığı, yemeği, ayrıca çocukların bakımı hep onun üzerindedir. Hal böyle iken yine de alt kademelerden kurtulamaz. Bazıları ülkemizde kendi çabaları ile en üst düzeye çıkan, yüksek tahsil yapmış, başarılı, öncülük yapabilen kadınlarımız vardır, diyorlar. Hatta milletvekili saflarında toplumun kaderini etkileyen sayıları az da olsa milletvekillerim bulunuyor. Kendi çabalarıyla üst düzeye çıkan, başarılı olan kadınlarımız için söylenecek laf yok. Milletvekilliği ise dış ülkelere mesaj göndermek için partilerin genel merkezlerince milletvekili seçilen kadınlarımız, hiçbir zaman bir önceki kadınlarımızın yerini tutamaz. Çünkü milletvekili hanımlarımız yurdumuzda demokrasinin bulunduğunu göstermek için meclise giren insanlardır. Faydalı olurlar olmazlar, onlar genel merkezlerinin takdirindedir.

         Kadın-erkek eşitliği tartışması biraz da siyasi iradenin etkisi altındadır. Kadını çocuk fabrikası olarak gören ve “Çocuk doğurmayan yarım kadındır.” diyerek pot kıran bir siyasi irade böyle bir eşitliği nasıl sağlayabilir?

         Her doğumdan sonra kadına verecekleri bir miktar para ve uzun müddetli işyeri tatili bahanesiyle kadınlarımızı toplumdan uzaklaştırma gayesi güdülmektedir. Kim ne derse desin,  kim ne yaparsa yapsın, bizler şuna inanıyoruz: Allah dünyanın düzenini kurmak için kadını yaratmıştır. Kadın her zaman takdir edilecek on numara insandır.

         Düşünün bir defa; en ufak bir örnek: Yurdumuzdaki kadınlarımızın tamamı bir haftalığına bütün işlerden elini ayağını çekse Türkiye çürük yumurta gibi kokmaya başlar. Yani kadınsız toplum düzeni hiçbir zaman olmaz. Her türlü eziyetin, sıkıntının, acının altından kalkarak toplum düzenini muhafaza eden kadınlarımıza Allah’tan güç, kuvvet, moral verilmesini diler, bu mübarek günlerde hepsinin sağlıklı, mutlu, daha nice güzel bayramlara erişmelerini canı gönülden dileriz.