Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda bu gün Türkiye ve Yemen tarafından sunulan, ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararının iptalini öngören ve tüm devletleri Kudüs’te diplomatik temsilcilik kurmaktan kaçınmaya çağıran karar taslağının oylanmasından önce ABD Başkanı Donald Trump’ın taslağa destek verecek ülkelere yapılan yardımın kesileceğini söylemesi, BM’deki ABD Daimî Temsilcisi Nikki Haley’in Genel Kurulda temsil edilen 193 üllkenin temsilcilerine e-posta ile gönderdiği mesajda kullanacakları oyların not edileceğini, kendilerine karşı oy kullanan ülkelerin Başkana rapor edileceğini, Başkanın ve ABD’nin konuyu kişisel bir sorun olarak algıladıklarını belirtmesi üzerine Demokratik Sol Parti (DSP) dış politika ile ilgili Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, aşağıdaki yazılı açıklamayı yaptı:
“15 üyeli BM Güvenlik Konseyi’nin veto hakkına sahip 5 daimî üyesinden biri olarak ABD, önceki gün bu hakkını kullanarak benzer nitelikteki bir karar taslağını engellemişti. Aslında Trump yönetimindeki ABD, Tel Aviv’deki Büyükelçiliğini Kudüs’e nakletmeye karar vermek suretiyle, 1967’deki Arap-İsrail Savaşından sonra İsrail’in tamamını işgal ettiği Kudüs’ü başkent ilân etmesi, 1980’de başkent olarak onun Kutsal Şehir statüsünü değiştiren bir temel kanun çıkarması üzerine, Güvenlik Konseyi’nin Kudüs’te diplomatik temsilcilik kurmuş devletleri bu temsilciliklerini oradan çekmeye çağıran, ABD’nin çekimser kaldığı, 14 üyenin oybirliği ile kabul ettiği 20 Ağustos 1980 tarih ve 478 sayılı Kararına aykırı bir tutum izlemiştir.
ABD’nin önceki gün Güvenlik Konseyi’nde veto ettiği, o nedenle bu gün Genel Kurul gündemine taşınan karar taslağı, ABD’nin son kararının iptali ile birlikte aynı doğrultuda bir metindir. BM Genel Kurul kararları, bağlayıcı olmamakla birlikte siyasî ağırlığa sahiptir. O nedenle ABD, Türkiye’nin öncülük ettiği Kudüs’le ilgili karar taslağının Genel Kuruldan geçmesini tehditle önlemeye çalışmaktadır. Fakat siyasî şantaj niteliğindeki bu tehdit, geri tepecektir. Karar taslağının kabulü ile ABD, uluslararası toplumda yalnız kaldığını görecektir.”